Efe ile Nilin Hikayesi…16
Efe ile Nilin Hikayesi…16
Eve dönerken otobandan çıkana kadar pek konuşmadık karımla… İkimiz de kendi alemimize dalmıştık. Hala yaşadığım sarsıntıyı, şoku atlatmaya çalışıyordum. Sikim sertleşsin, Nil’i mutlu edeyim diye kurduğumuz pornografik hayaller, fantaziler bir anda gerçeğe dönüşüvermişti.
Yanımda oturan karıma bakıyordum ara sıra, kaçamak… Sağ bacağını dizden kırıp ayağını koltuğa koymuş, sol ayağı yerde, arkasına yaslanmış camdan dışarıyı izliyordu. Elbisesinin minicik eteği kasıklarına kadar sıyrılmıştı bu pozisyonda… Dalgın dalgın eliyle kadınlığını okşuyordu. O kadar dalmıştı ki yanından geçtiğimiz belediye otobüsünde yolculuk edenlerin pür dikkat onu izlediklerini bile fark etmemişti. Gaza basıp ilerledim.
image
Yaşadığımız olaya hala inanamıyordum. Sevgili karım benim yanımda bir başka erkekle sevişmişti. Hem de beni o herife aşağılayarak… Benimle alay ederek… Gözümün içine baka baka, büyük bir zevkle o yabancı erkeğin sikini yemişti.
Yirmi santim boyundaki kalın erkeklik organının karımın amının içine saplanarak giriş çıkışları hala gözümün önünden gitmiyordu. Ağzımın içinde boğmaya çalıştığım o zevk çığlıkları… Herifin amına bıraktığı döllerini bana yalatması…
Lanet olsun… Zevk alıyordum. Onca aşağılanmaya, onca kepazeliğe, erkeklik gururumun onun ince topuklu ayakkabılarının altında ezilmesine rağmen zevk duyuyordum işte… Karımın yarı çıplak kalabalığın içinde dolaşırken erkeklerin sikini kaldırması, onun bir başka erkekle sikişmesi, benim zavallı pipimin iki üç katı aleti alırken zevkten inim inim inlemesi bana zevk veriyordu. Sikim sertleşmişti bile…
“Nil…” diyerek karıma seslendim. İnler gibi çıkmıştı sesim… Daldığı hayal aleminden çıkıp bana baktı, olayı anlamıştı hemen şeytanın kıç bacağı… Gülümsedi, elini uzatıp sertliğimi okşadı,
“Kocacığım? Canın bir şey mi istiyor yoksa? Ne istersin aşkım? Yalayayım mı, kucağına mı çıkayım?”
”Ne istersen yap canım, yeter ki başla…”
“Durup dururken neden sertleşti peki? Kemal’in beni nasıl siktiği aklına geldi değil mi? Ondan mı sikin kalktı?”
“Kahretsin… Doğru bildin. Amına koduğumun orospusu… Senin sikilişin benim sikimi kaldırdı işte… Yala artık şunu…”
Koltukta dizlerinin üzerinde bana doğru eğildi. Eteğinin ancak yarısını kapatabildiği poposu cama doğru dikilmiş vaziyette, fermuarımı açıp sikimi çıkardı dışarıya, ağzının içinde emmeye, yalamaya başladı. Off…
Yanlarından sollayarak geçtiğim bir kaç kamyonun şoförü bir iki saniye geçiş aşamasında karımın manzarasını görünce kornasına asıldı. Aldırmadım bile… Karımın sıcacık ağzı öyle zevk veriyordu ki… Fazla dayanamadım, boşalmaya başladım.
image
Alışveriş merkezinde geçirdiğimiz o güzel gün bizim evliliğimizde bir milat, bir nirengi noktası oldu. Artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacaktı.
Bir süre günlük yaşantımız normal seyrinde devam etti. Bu konuda konuşmuyorduk, ama ikimiz de biliyorduk ki, bir fırsatını bekliyorduk. En azından benim gözüm etrafımızdaki, işyerindeki, arkadaş çevremizdeki erkeklerde dolanıyor, karıma layık bir erkek bulmaya çalışıyordum. O olmaz, ağzı gevşek, bu olmaz güvenilir biri değil…
Bir gece sevişirken son aşamaya gelmiştik ikimiz de… Bacaklarının arasına girmiş, gidip gelirken karım kulak mememi ısırarak,
“Aşkım… Gerçek bir erkekle sevişmek istiyorum…” dedi. “Çok özledim. Oh, öyle çok özledim ki… Yara yara içimde gidip gelsin… Beni doya doya siksin…”
Kendi zevkimi feda edip kalktım, çekmeceden vibratörü çıkardım. Belden bağlamalı yeni bir vibratör almıştım. Telaşla kayışlarını ayarlayıp belime taktım, karımın istekle açılan bacaklarını ikiye ayırıp amına vibratörü soktum.
Alttan biraz uğraşmayla benim on santimlik pipiyi de götünün deliğine takıştırınca karım zevk almaya başladı.
“Ohh… Manyaksın sen… Çok güzel… Önlü arkalı sikin beni erkeklerim… Kocamm… Ohhh… Geçirr…”
“Orrospu senii… Al bakalım… Sikilmek istiyordun. Al sana yarrak… İkimiz birden amını götünü dümdüz yapıcaz senin… Alll… All…”
“Ahhh… Amıma koyun benim… Sikin beni… Çok güzell… Harikaa… Geliyorum… Ooohhh..”
Yarım saat sonra duşumuzu almış, yatakta uzanıyorduk yan yana… Eğilip dudaklarımı karımın diri göğüslerinde, karnında, kasıklarında dolaştırıyor, sürekli okşuyordum.
“Nasıl? Hoşuna gitti mi?” dedim öpmeye devam ederken… Saçlarımı okşadı,
“Güzeldi ama… Ne bileyim… Suni penis olması… Sanki iki erkeğin arasında olsam, daha çok zevk alacağım… Hadi aşkım… Bir şeyler düşün…”
“Bakıyorum bebeğim… Sabret biraz… Her önüme gelene gel arkadaş, karımı sik diyemem ki…”
image
O arada benim işyerinde gelen siparişleri karşılamak amacıyla fazla mesailer, vardiyalı çalışmalar başlamıştı. Gece vardiyasına geçtiğimde eve sabah geliyordum. Ben geldiğimde karım temizlik firmasındaki işine gitmiş oluyordu.
Uykusuzluktan yorgun düşmüş vaziyette kendimi yatağa atıyor, az öncesine kadar yatakta yatan karımın çarşaflara bıraktığı kokusunu içime çeke çeke uykuya dalıyordum. Akşam üzeri uyanıp hazırlandığımda karım işten geliyor, eğer kalırsa yarım saat içinde yemeğimizi yerken öpüşüp koklaşabiliyorduk.
Bir tek pazar günlerimiz kalıyordu adamakıllı beraber olmak için… Onda da biraz sevişip dışarıya çıkıyor, alışveriş merkezlerinde karımın teşhircilik oyunlarıyla vakit geçiriyorduk. Akşam üzeri azmış olarak eve dönüyor, güzel pazar sevişmeleri yaşıyorduk.
Yine bir akşam karım işten geldiğinde ben de çıkmak üzereydim. Neredeyse üstüme tırmanacaktı kadın… Boynuma sarılmış, vücudunu bana bastırıyor, bacaklarını kaldırıp belime sarıyor,
“Hadi aşkım… Bir kere sik beni, öyle git… Canım çok istiyor… Yarak yemek istiyorum. Şu strafonu bağla da sik beni kocam…” diye diye yalvarıyor, yüzümü, boynumu öpücüklere boğuyordu.
“Aşkım, gerçekten zamanım kalmadı. Geç kalırsam çok kötü olur. Sen kendi işini kendin gör bebeğim… Nasıl olsa çok beceriklisin o konuda…”
Portmantodan ceketimi ayakkabılarımı giyerken o kızgınlıkla içerden vibratörü alıp geldi. Oracıkta, holün ortasında sırtüstü yatıp bacaklarını araladı. Altında külot yoktu orospunun… Jartiyer çorapları vardı bacaklarında…
Gözümün içine baka baka koca aleti şehvetle ıslanmış, dudakları şişmiş amına sokup çıkarmaya başladı. Ben çaresizce kapıyı örtüp çıkarken hala inlemelerini duyabiliyordum.
Çalışmaya başladığımda whatsaptan mesaj geldi, açıp baktım. Nil… Vibratörü amına sokmuş, fotoğrafını çekmişti. Bir kaç poz daha…
“Yapma bebeğim. Beni azdırıp durma. Sabah görüşelim bu konuyu..” yazdım.
“Çok geç…”
“Ben istediğim an beni sikeceksin kocacım.”
“Bana bir koca lazım, o da bu gece lazım…”
Arka arkaya yazdığı bu mesajlardan sonra yazmayı kesti. Ben de işime devam ettim.
Sabaha karşı üçü geçiyordu, mola verdik. Yorgun argın çayımı alıp yemek masasına geçtim. Telefonu açtığımda karımın yeni mesajları olduğunu gördüm. Şimşek çarpmış gibi oldum bir anda… Karım uyumamıştı anlaşılan, mesaj gönderip durmuştu. Hem de bir sürü… Peki ama neden?
Titreyen parmaklarımla, heyecan ve merakla ekrana dokundum. Off… Allahım… Bir sürü resim gelmişti. En başta karımın yazdığı bir mesaj :
“Beni sik diye yalvarmıştım sana…”
Karım… Yanında bir erkek… Karım bıraktığım gibi… Resimlerde bizim yatak odası… Yatağımız… Karımın jartiyer çorapları var sadece bacaklarında… Amı götü meydanda, çırılçıplak… İkisi de birbirlerinin resimlerini çekmişler. Erkek yüzü görünmüyor, fakat çırılçıplak… Kaslı, yapılı, pehlivan gibi bir şey… Bacaklarının arasında öyle bir alet var ki… Dimdik, damarlı, kocaman bir başı var, havaya dikilmiş gururla…
Etrafıma bakındım, arkadaşlar kendi alemlerinde, yorgun… Tekrar resimlere döndüm titreyen ellerimle… Tek tek, büyüterek, detaylarına bakarak inceledim. Son bir kaç resimde karım o erkeğin sikini yalarken görünüyordu. Ağzını kocaman açmış, dilini uzatabildiğince uzatmış, yakın plan ıslak dilinden sızan tükürüklerle, ıslattığı sikin damarlarını, kıllı torbalarını diliyle okşarken çekilmiş resimler…
image
Oturduğum yerde sikim sertleşmişti bir anda… Elimle pantolonun önünü çekiştirip rahatlatmaya çalıştım. En sonda kısa bir video…. Karımın o çok iyi tanıdığım kadınlığı… Dudakları kabarmış, ıslak, kalın bir penis girip çıkıyor sürekli… Karımın inlemeleri duyuluyor. Kulaklık takıp sesi iyice açtım hemen… Offf… Neler söylüyor neler…
“Sik… Sik beni aşkım… Çok güzel yarağın var… Tam istediğim gibi… Harikasın… Aaahhh… Hızlan… Geçir… Pompala amımı… Ooohhh…”
Video bittiğinde tekrar tuşuna bastım. Tekrar… Tekrar… Döne döne karımı inlete inlete içine girip çıkan alete, zevkten şehvetten kendinden geçmiş karımın yarılıp zorlanan am dudaklarına bakıyor, bilinçsizce haykırdığı zevk sözcüklerini dinliyordum.
Duvar saatine baktım. Üçbuçuk… Sabah vardiya bitene kadar o saatin akrep yelkovanının ilerleyişini izledim sabırsızlıkla… Saat yedide makinayı kapatıp fırladım yerimden, temizlenip çıktım, arabama bindim. Sabah güneşi pırıl pırıldı. Henüz tenha olan yollarda olabildiğince hızlı sürdüm arabayı… Mahalleye girdiğimde fırına uğradım her zaman yaptığım gibi… Börek, çörek, sıcak ekmek bir şeyler aldım, evin yolunu tuttum.
Apartmanın giriş kapısında yöneticiyle karşılaştım. Erken saatte işe gidiyordu adam, beni görünce durdu,
“Efe? Günaydın.”
“Günaydın” dedim, geçip gidecektim kolumu tuttu,
“Sen işten mi geliyorsun yoksa?” Kafası karışmış gibi bakıp duruyordu suratıma…
“Evet abi…” dedim. “Gece vardiyası vardı, yeni çıktım. Hayrola?”
“Şeyy…” dedi başını kaşıyarak… “Dün gece sizin daireden baya gürültü geldi de… Sesler filan… Gece yarısından sonraydı. Sen evdesin zannetmiştim.”
“Ne gibi sesler abi?”
“Neyse… Boş ver… Sonra konuşuruz… Yorgunsun zaten…” Gözü bende, tatmin olmamış gibi bakıyor, omuzunun üstünden baka baka yürüdü gitti.
Anlamıştım olayı… Karım ve eve aldığı herif sevişirlerken epey gürültü yapmıştı herhalde… Yönetici de benim eve sabah geldiğimi görüp, gece evde karımı zevkten bağırtanın ben olmadığını anlayınca bana bir şey söyleyemeden çekip gitmişti.
Anahtarımla dairenin kapısını açıp sessizce içeriye girdim. Elimdeki poşetleri mutfağa bırakıp çay makinasının düğmesini açtım. Yarım saate kadar çayımız hazır olurdu. Sonra da yatak odasının yolunu tuttum. Parmaklarımın ucuna basıyordum. Banyonun kapısı aralık duruyor, içeriden su şırıltısı geliyordu. Durup başımı uzattım. Duşakabinin içinde duş alan biri vardı. Karım değildi içerdeki, aşığıydı.
Yatak odasına yöneldim. Karım sereserpe uzanmış yatıyordu yatakta… Çırılçıplak… Uzun saçları yastığın üzerine yayılmış, nefes alış verişleriyle irice göğüsleri inip kalkıyor, bacakları aralık, çarşaflar buruş buruş olmuş, nevresim yataktan sarkmış… Tam bir seks yatağı… Kıyasıya sevişilmiş, uzun saatler süren bir seks yaşandığı öylesine belli ki yatağın darmadağın olmuş vaziyetinden…
Büyülenmiş gibi gözlerimi manzaradan ayıramıyordum. Tam bu sırada varlığımı hissetmiş gibi gözlerini açtı karım… Beni görünce gülümsedi. Kollarını iki yana açıp gerindi. Uykulu, yorgun, kösnül fakat doymuş, dingin bir dişilik vardı hareketlerinde…
image
“Geldin mi kocacım?” dedi uykulu uykulu…
“Geldim.” dedim kısaca, gözlerimi ondan ayırmadan… “Ne yaptın sen böyle aşkım?”
Saçının telinden ayak parmaklarındaki kırmızı ojeli tırnaklarına kadar her ayrıntıya bakıyordum. Genelde boynunda, gerdanında morluklar… Yer yer bacaklarında, belinde, kalçalarında kırmızı izler… Am dudakları kızarmış, hırpalanmış, ıslak… Dudakları öpülmekten, ısırılmaktan şişmiş, kabarmış, iştah açıcı bir kırmızılıkta… Gözlerinin altı morarmış, yorgun, mahmur bakıyor…
“Çok hırpaladı beni… Hadi, sen de soyun, yanıma gel…” dedi bacaklarını aralayarak… İki eliyle kasıklarını tutmuş, amının dudaklarını açıp bana gösteriyordu. Baktım, beyaz sperm bulaşıkları hala kıvrımların arasında duruyordu.
Bir an bile düşünmeden üzerimdekileri hızlı hareketlerle çıkarırken sordum,
“Doymadın mı daha?” Cevabını beklemeden çırılçıplak, bacaklarının arasındaki yerine süzülmüştüm bile… Yakından baktım karımın sikilmiş, hırpalanmış kadınlığına… Derin bir nefesle karımın kadınlığının, kıvrımlardaki yabancı erkek spermlerinin kokusunu ciğerlerime çektim. Saçlarımı okşadı,
“Öp…” diye mırıldandı. “Öp onu kocacım… Amımı öp… Yala…” İçten içe hemen bir anda dalmak için delirsem de tereddüt ediyordum yine de…
“Şey…” dedim. “Aşığının dölleri var hala…”
“Yaa… Biliyorum. Yala onları bebeğim… Hoşuna gidecek, eminim. Duş dolu şu anda… Erkeğim var duşta… Sen dilinle temizleyiver şimdilik… Aygır gibi herif, bütün gece içime boşaldı. Vıcık vıcık döl oldum. Yatağı bile suladık baksana… Sırılsıklam çarşaflar…”
image
Yaladım. Önce dilimin ucuyla dokundum. Sonra da bir köpek gibi karımın sikilmiş, içine döller akıtılmış amını yalamaya başladım. Karımı siken adamın döllerini büyük bir zevkle yalıyor, tadını almaya çalışıyordum. İnanılmaz…
“Mmmm….” diye zevkle kıvrandı Nil… “Ohhh… Yala aşkım… İyice yala, tertemiz yap…”
Yaladım. Tam istediği gibi… Pırıl pırıl parlayana, tertemiz olana kadar yaladım amcığını… Sperm kalıntılarını dilimle alıp alıp yuttum. Vakumlayıp emdim. İşimi bitirince başımı biraz geriye çekip eserime baktım. Karım yastıktan başını kaldırmış, zevkten gözleri kaymış, ne yaptığımı izliyordu yattığı yerden… Ben duraklayınca saçımdan tutup haşin bir tavırla kendine, yukarıya doğru çekti beni…
“Ahh…” diye saçımın acısıyla inlerken ellerimin, dizlerimin üstünde isteğini yerine getirdim. Bacaklarının arasından karnını, göğüslerini yalaya yalaya yukarıya çıktım, üzerine eğildim. Dudaklarımdan öptü beni… Öpüştük…
image
“Oh, benim pezevenk kocam…” dedi sonra… Yanına devrildim. Çıplak bedenine sarıldım. Sertleşmiş pipimi tutup okşadı.
“Mmm… Çay kokusu geliyor. Bize çay mı demledin yoksa…?”
“Evet canım… Size çay demledim. Tazecik simit, börek filan da aldım. Kahvaltıyı üçümüz beraber yaparız.”
“Ah benim düşünceli kocam… Karısının sevgilisini de düşünürmüş. Bir tanemsin sen benim…” Güldü sonra, alnıma dokundu parmaklarıyla,
“Boynuzların da çok yakıştı sana kocacığım…” Dudaklarımı büzüp sitem ettim karıma, şakalaştım,
“Yaaa… Söyleme öyle aşkım… Boynuzlu filan…” Eğilip dudaklarımdan öptü karım…
“Yalan mı ama? Boynuzladım seni işte… Hoşuna gidiyor değil mi? Aslında teknik olarak seni aldatmış sayılmıyorum, her şeyden haberin oluyor ama, yine de boynuzlusun işte… Boynuzlanmaya, benim başka erkeklerle sikişmeme bayılıyorsun. Zevk alıyorsun, değil mi aşkım?” Güldüm, kıvranarak,
“Biliyorsun nasıl zevk aldığımı, soruyorsun bir de… Ne domuzsun sen…”
“Ben domuzsam sen de geyiksin bebeğim… O boynuzlarını uzatıp büyütücem senin… Pırıl pırıl yapıcam, gör bak…”
Tam o sırada aşığı girdi içeriye… Karımın bana gönderdiği resimlerdeki koca yaraklı adam… Tahmin etmeliydim bunu… Komşunun sporcu oğlu… Mert…
Duşunu almış. Çırılçıplak… Uzun ıslak saçlarını elindeki havluyla kurulamaya çalışıyordu. Birden yatakta iki kişi olduğunun ayırdına vardı, kalakaldı. Şaşkın, gözleri açılmış, hayretle bize bakıyordu.
Yatak odamızda, bacaklarının arasında yarı sert sikiyle, kaslı bedeniyle, çırılçıplak bir erkek bize bakıyordu… O anda kendimi fazlalık gibi hissettim. Sanki buraya ait olan ben değilmişim, bu yatağın, karımın sahibi o imiş gibi…
image
“Gelsene Mert…” dedi karım gülümseyerek… “İşte sana anlatıp durduğum kocam… Efe… Bu da Mert… Komşumuzun oğlu…”
Sanki yolda karşılaşmışız, eski okul arkadaşıyla kocasını tanıştıran bir ev kadını edası vardı üstünde… Mert neden sonra aklına gelmiş, elindeki havluyu önüne örtüp sikini saklamaya çalışırken yüzüme baktı, bir şey söylemek istedi, söyleyemedi. Nil şuh bir kahkaha atarak güldü onun sikini saklamasına…
“Aşkım, neden çekiniyorsun? Kocam senin saklamaya çalıştığın her şeyini gördü, çektiğimiz resimleri gönderdim ona… Sikini yalarken, sen beni sikerken… Gelsene buraya…”
Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32